Dereyi geçerken at değiştirilmez.
Er ölür nam, at ölür meydan kalır.
At binenin, kılıç kuşananın.
Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.
***
At adımına göre değil, adamına göre yürür.
At yiğidin yoldaşıdır.
At ölür, itlere bayram olur.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
Atın ölümü arpadan olsun.
**
Atına bakan ardına bakmaz.
Aç at yol almaz, aç it av almaz.
At ver hasım ol, kız ver hısım ol.
At sâhibine göre kişner.
Yavaş atın çiftesi pek olur.
***
Yukarıdaki gibi onlarca atasözüne konu olan at ile ilgili bunları biliyor musunuz?
Erkeğine aygır, dişisine kısrak, yavrusuna tay denen atı, ilk evcilleştiren insanlar Orta Asya’daki Türk boylarıdır.
Yapılan araştırmalara göre yük çeken, binek hayvanı olarak kullanılan atın etinden ve sütünden de faydalanılıyordu.
Hoş halen Orta Asya bozkırlarında yaşayan Kırgız, Başkurt, Kazak, Yakut, Uygur ve Özbek gibi Türk halkları ve Moğollar arasında bugün de önemli bir içecek olan Kımız, kısrak sütünün fermante edilmesiyle elde edilen bir içeçektir.
***
İnsanlardan 18 tane fazla kemiği bulunan at, otoburdur ve geviş getirmez.
Dizlerini kilitleyebilen atlar ayakta uyuyabilirler.
Eğer atlar dizleri kilitli halde iken ölürse sırt üstü devrildiğinde bacakları havaya kalkar.
Nalları dikmek deyimi de işte buradan gelir.
Bununla birlikte atların, insan yüzlerini hiç unutmadığını; bir insandan zarar görürse, onu her gördüğünde aşırı tepki verdiğini biliyor muydunuz?
Bir yanıt yazın