Yiğit Oğuz Duman

Biz Kime Dokunacağız?

Gözümüzü açtığımız andan itibaren bir ekrana bakıyoruz. Günümüzün para birimi “veri”. İlişkilerimiz “etkileşim” oranlarıyla, mutluluğumuz “like” sayılarıyla ölçülüyor. Duygularımız, büyük teknoloji şirketlerinin daha iyi reklam hedeflemesi yapabilmesi için karmaşık algoritmalara tercüme ediliyor.

“Dijital çağ” dediğimiz bu büyük dönüşüm, hepimizi hızla rakamlara, analiz edilebilir desenlere dönüştürüyor.

Hızlandık, evet. Verimlileştik, belki.

Peki, bu dijital fırtınanın ortasında neyi kaybediyoruz? Ya da daha doğrusu, kimi?

Cevap basit: İnsanı.

Teknolojik gelişmelerin neyi başarıp başaramayacağını tartıştığımız şu günlerde, hâlâ en temel soruyu atlıyoruz: Bunca teknoloji, bunca verimlilik arasında biz birbirimize nasıl dokunacağız?

“Dönüşüm” Değil, “İnsan” Krizi
İşte tam da bu can alıcı sorunun üzerine giden, masaya cesur bir tez koyan bir çalışmayla karşılaştım. Yiğit Oğuz Duman, “Yeni İnsan, Yeni Lider – Dijital Dünyada İnsana Dokunabilmek” kitabında, içinde bulunduğumuz bu “insan krizine” bir neşter vuruyor.

Duman’ın yaptığı şey, klasik, tozlu yönetim raflarında bulacağınız türden bir liderlik güzellemesi değil. Aksine, o köhne anlayışı temelden sarsıyor. Otoritenin, hiyerarşinin ve en önemlisi “korku” ile yönetme devrinin artık kapandığını ilan ediyor.

Bugünün plazalarında, uzaktan çalışma ekranlarında veya start-up ofislerinde ihtiyacımız olan şeyin “daha fazla kontrol” değil, “daha fazla insan” olduğunu savunuyor. Duman’ın önerdiği “insan merkezli liderlik” modeli, dijital araçların esiri olmak yerine, onları insan potansiyelini açığa çıkarmak için bir araç olarak görmeyi öneriyor.

Mesele Yönetmek Değil, “İnsan Kalabilmek”
Bu kitabın beni en çok etkileyen yanı, hitap ettiği kitleyi kısıtlamaması oldu. Bu, sadece elinde terfi gücü olan yöneticilere yazılmış bir metin değil. Bu, “insanla çalışan” herkesin kitabı.

Çünkü günün sonunda, ister bir şirketin CEO’su olun, ister bir sınıfın öğretmeni, ister bir hastanenin doktoru… Mesele, “dijital dönüşümü” yönetmekten çok, bu dönüşen dünyada “insan kalabilmeyi” yönetmek.

“Yeni İnsan, Yeni Lider”, bana kalırsa bir yönetim kitabından çok daha fazlası. Teknoloji hızlandıkça yavaşlamayı, veriler çoğaldıkça vicdanı hatırlamayı salık veren güçlü bir çağrı.

Ezcümle; algoritmalar bizi izlerken, bizim de insani bağlar kurmak için özel bir çaba göstermemiz şart.

Levent BULUT
Bu sitedeki yazıları, link vererek ya da sadece yazarın adını kaynak göstererek istediğiniz yerde yayınlayabilirsiniz.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir