Akşamın son saatleri, evin en sıcak köşesinde, yorgun gözlerle yatağa girildiğinde başlardı masalların sihirli yolculuğu. Büyüklerin dudaklarından dökülen her kelime, gecenin karanlığını aydınlatan birer yıldız gibiydi. Çocukluğumuzda, büyüklerimizin akşam uyumadan önce anlattığı masallar, sadece uykuya dalmanın bir aracı olmakla kalmaz, hayal gücümüzü besler, düşüncelerimizi şekillendirir ve karakterimizi inşa ederdi.
Masallar, asırlardır var olmuş ve nesilden nesile aktarılarak gelen, kültürlerin ve medeniyetlerin ortak mirasıdır. Her biri, derin anlamlar içeren, iyilikle kötülüğün, cesaretle korkunun, sevgiyle nefretin savaşını anlatır. Büyüklerimizin ses tonundaki değişimlerle hayat bulan bu masallar, karanlık odalarda, çocukların hayal dünyasında şekil alır, onlara güçlü mesajlar ve dersler verir.
Masalların çocuklar üzerindeki etkisi yadsınamaz. Hayal gücünün sınırsız olduğu bu yaşlarda, masallar sayesinde çocuklar, kendi iç dünyalarında benzersiz yolculuklara çıkarlar. Ejderhalarla savaşan şövalyeler, uçan halılarla gezintiye çıkan prensesler, zorluklar karşısında cesaretini kaybetmeyen kahramanlar… Tüm bu karakterler, çocukların zihninde canlanır ve onlara cesaret, iyimserlik ve sevginin gücünü öğretir.
Büyüklerin anlattığı masallar, çocuklara ahlaki değerlerin ve toplumsal normların öğretilmesinde de önemli bir rol oynar. İyiliğin her zaman kazandığı, kötülüğün ise cezalandırıldığı bu hikayeler, çocuklara doğru ile yanlış arasındaki farkı öğretir, empati ve adalet duygusunu geliştirir. Bu masallar, aynı zamanda, çocukların karşılaştıkları zorluklar karşısında umutlarını yitirmemeleri gerektiğini, her sorunun üstesinden gelebilecek güce sahip olduklarını hatırlatır.
Ancak masalların en büyük gücü, belki de çocukları ve büyükleri bir araya getirmesi, aralarında köprüler kurmasıdır. Masal anlatma ritüeli, kuşaklar arası bağları güçlendirir, aile içinde paylaşılan özel anlar yaratır. Bu anlar, çocukların belleğinde silinmez izler bırakır ve onlara, büyüdüklerinde bile dönüp bakacakları, huzur ve güven duygusu verecek anılar kazandırır.
Çünkü masallar, çocukluğumuzun büyülü anılarıdır. Onlar, sadece uykuya dalarken dinlediğimiz hikayeler değil, aynı zamanda hayal gücümüzü, düşünce dünyamızı şekillendiren ve bizi biz yapan değerlerdir. Büyüklerin anlattığı bu masallar, çocuklara hayatın zorlukları karşısında rehberlik eden, onları iyiliğe, cesarete ve sevgiye yönlendiren ışıklar gibidir. Bu nedenle, masalların büyüsünü gelecek nesillere aktarmak, onların da bu eşsiz deneyimi yaşamalarını sağlamak, hepimizin görevidir.
Levent BULUT
Bu sitedeki yazıları, link vererek ya da sadece yazarın adını kaynak göstererek istediğiniz yerde yayınlayabilirsiniz.
Bir yanıt yazın